tarihce-2

TARİHÇEMİZ

Bir kere denendiğinde tadını hafızalara kazıyan Helvacı Yakub’un helvalarının içinde gizli bir tarih yatıyor. Tarihimizde sohbetlerin vazgeçilmez geleneği olan helva kültürü Ortadoğu’dan Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada varlığını sürdürüyor. İslamiyet’in ruhuyla birlikte harmanlanarak; kültürel ve sosyolojik etkinliklerle zenginleştirilerek ikramların vazgeçilmezlerinden biri haline gelen bu tatlının yapımına 16. yüzyılda bir usta eli değerek zenginleştiriliyor. Zenginleşen ve bereketlenen helvalar günümüzde Helvacı Yakub şubelerinde hizmete sunuluyor.

Helvacı Baba olarak da bilinen Şeyh Yakub Efendi Sufi’ydi, zamanının tasavvuf ehli olan isimlerinden biriydi ve Bayrami Pir Ali Aksarayi’nin halifesiydi. Mahmud Cemaleddin-i Hulvi Efendinin ‘’Yüce Velilerin Tatlı Halleri’’ adlı eserinde Helvai Şeyh Yakub Efendi hakkında şunlar söylenmektedir; "O, kamil mürşidlerin seçkini, ulaştırıcı pirlerin misili, sevilen olan azizlerin büyüklerindendir." Helvai Yakub Efendi, ömrü boyunca mensub olduğu Bayyramiyye tarikatını geniş halk kitlelerine sevdirmiş ve özellikle İstanbul’da yayılmasına büyük çabalar sarfederek büyük bir itibar kazanmıştır.

Helvacı Yakub Efendi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Şehzade Camii’inde dersler verirdi. Cuma günleri ise Şehzade Camii’nin bahçesindeki ulu çınar ağacının altında Cuma namazı çıkışı cemaate irmik helvası dağıtırdı. İsmini buradan alan Helvai Yakub Efendi’nin bilinen rivayetlere göre cuma günleri irmik helvası dağıttığı kazanın dibi hiç gözükmezdi. Pişirdiği helva "bitmeyen helva" diye anılırdı ve bereketli oluşuyla ün kazanmıştı. Her Cuma gerçekleşen bu olay artık sembolik bir değer kazanmıştı. Aynı zamanda bu sebeple de bahçedeki çınar ağacı kutsal sayılırdı.

tarihce

Tasavvuf ehli Helvai Şeyh Yakub Efendi’nin vefatı ardından bu geleneği ailesi, çevresi ve sevenleri onun anısına sürdürmeye devam etti. Her Cuma namazdan sonra cami bahçesindeki çınar ağacının altında, irmik helvası pişirilip dağıtılmaya devam edildi. Böylece Helvai Şeyh Yakub Efendi’nin başlatmış olduğu bu gelenek yıllarca sürmeye devam etti. Savaş yılları Şehzadebaşı medresesinin dağıtılması, buradaki eğitim kuruluşlarının Tekke ve Zaviye Kanunu gereği yasaklanması neticesiyle göreve gelen diyanet görevlileri bu geleneği devam ettiremediğinden halk, kendi dayanışması ile sürdürmüştür.

İstanbulun bilinen evliyalarından Helvai Yakub Efendinin türbesi çınar ağacının altından "Buraya toplanan yüzlerce vatandaş kamu düzenini tehdit ediyorlar." gerekçesiyle çıkarttırılıp, Vezneciler’e taşınmıştır. Çınar ağacının dalına ‘’Burada türbe yoktur’’ tabelası asılmıştır fakat günümüzde Şehzade Camii’nin bahçesindeki çınar ağacı hala kutsal sayılmakta ve halk tarafından ziyaret edilmektedir. Halk ağacın dibini mezar yeri bellemiş ve türbe haline getirmiştir. Büyük çınar ağacının dallarına dua edenler ve adak adayanlar bezler bağlamışlardır. Böylece rengarenk dilek çaputları çınar ağacını süslemektedir.

Şeyh Yakub Efendi’nin bereketli ve lezzetli geleneğini günümüzde sürdürmeyi ideal belleyen Helvacı Yakub, içinde Antep Fıstıklı Bereket Helvası, Dondurmalı İrmik Helvası ve Süt Helvası seçenekleri olan alışkanlık haline getirilmesi kaçınılmaz olan bir tatlıcı olmakta ve şubelerinde sizlere hizmet vermektedir.